top of page
Ara
  • Büşra KIZILASLAN

ÖĞRENME GÜÇLÜKLERİ ve DİKKAT EKSİKLİĞİ ve HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU NEDİR?

Merhabalaar bugünkü yazımda başlıktan da anlayacağınız gibi Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğundan (DEHB) bahsedeceğim. Nedir? Belirtileri nelerdir? Tedavi yöntemleri nelerdir? Tanısı nasıl yapılır?... Bu gibi sorulara cevap vermeye çalışacağım.

İlk olarak sizlerle kısa bir video paylaşarak DEHB ile ilgili kısa bir ön bilgi edinmenizi istiyorum.

DÄ°KKAT NEDÄ°R?

Dikkat, bireyin bir görev veya ilgi duyduğu bir uyarıcıyı seçebilmesi, onun diğer uyaranların etkisinden ayıklaması seçtiği uyaranla ilgili görev ve sorumluluklarını sonuçlandırabilmesi yeteneklerinin bütünüdür." (Kurnaz ve Şengün,2020).


DİKKAT EKSİKLİĞİ NEDİR?

Bireyin yaşına ve gelişim düzeyine göre dikkat süresi ve yoğunluğundaki yetersizlikleridir. Ancak şurada bir karışıklık olmamalıdır: Motivasyon eksikliği veya ilgi problemleriyle dikkat eksikliği karıştırılmamalıdır. Çünkü; öğretim sürecinin bireysel gelişim özelliklerini dikkate almadığı durumlar veya doğru bir şekilde dikkat çekme ve hedeften haberdar etmenin gerçekleşmediği durumlarda birey motive olamayabilir. Bu durum dikkat eksikliği ile ilişkilendirilemez.

Dikkat Eksikliği Gösteren Bireylerin Özellikleri

Dikkat eksikliği gözlenen bireylerin özellikleri Kurnaz ve Şengün'e göre şu şekilde anlatılmaktadır;

  • GeliÅŸim özelliklerine bakıldığında, dikkat süresi akranlarına göre kısadır.

  • Dikkatlerini belirli bir uyarana yoÄŸunlaÅŸtırmakta zorlanırlar.

  • Belirlenen hedefe dikkatlerini toplasalar bile soyutlanamadığı dış uyaranlar nedeniyle dikkatleri hemen dağılır.

  • Unutkandırlar. Bunun nedeni; dikkat saÄŸlanmadan gerçekleÅŸen öğrenmelerin tam olmayıp eksik olacağı ve tekrar hatırlanmasının zor olması ÅŸeklindedir.

  • EÅŸyalarını kaybedebilirler.

  • BaÅŸladıkları görevleri bitirmeden yarım bırakma, görevleri erken terk etme ve iÅŸler arasında atlama gibi özellik gösterirler.

  • Organizasyon becerilerinde ve plan yapmakta zorluk yaÅŸarlar.

  • Plana uymakta zorlanırlar.

  • Direkt kendisine konuÅŸuluyorken dinlemiyor gibi gözükebilirler.

  • Hayallere dalmak, kolayca kafa karışıklığı yaÅŸamak ve yavaÅŸ davranmak gibi özellik sergilerler.

  • Yönergeleri düzenli takip edemeyebilirler.

Dikkat eksikliğine baktıktan sonra şimdi de hiperaktivite nedir ve hiperaktivite ile ilişkili durumlar olan dürtüsellik ve hareketlilik nedir onlara bakalım.

DÃœRTÃœSELLÄ°K NEDÄ°R?

Bireyin bir durum veya olay karşısında düşünmeden, tasarlamadan hareket etmesidir. Sırada bekleyememe, sabırsız davranma, yönergeleri dinleyememe, kurallara uyamama veya karşı gelmek gibi davranış sergilerler. Dürtüsellik bireyin daha çok sosyal uyumunu ve grupla hareket becerilerini olumsuz etkiler.

HAREKETLÄ°LÄ°K NEDÄ°R?

Bireyin bir öğrenme görevi veya aktivite sürecinde görevlerini yerine getirirken akranlarına göre daha fazla fiziksel aktivite sergilemesidir.

HÄ°PERAKTÄ°VÄ°TE NEDÄ°R?

Toplumsal normların oluşturduğu kalıplara göre davranılması beklenen durumlarda aşırı

huzursuz olma olma bu duruma bağlı olarak ortaya çıkan aşırı hareketlilik durumudur. Hiperaktivite bireylerin özelliklerine de bakacak olursak Kurnaz ve arkadaşı;

  • Yaşıtlarına göre gözle görülür ÅŸekilde daha çok hareketli olmak.

  • Aşırı ağır hareket etme. (hipoaktivite).

  • Hareketlerde kontrolsüzlük.

  • Sosyal durum ve ortamlarda sorun yaÅŸama.

  • Sürekli ve yersiz konuÅŸmak.

  • Yemek, ders gibi günlük yaÅŸam becerilerini yerine getirirken gerektiÄŸi ÅŸekilde duramamak.

  • Gizlilik ve sessizlik gerektiren aktiviteleri yapmakta zorluk çekmek ÅŸeklinde sıralamıştır.

Evet tüm bu tanımları toparlayarak DEHB'nin tanımını yapacak olursak şu şekilde olur: "çocuklarda gelişim dönemlerine uygun olmayan dikkat eksikliği, dürtü kontrolsüzlüğü, aşırı hareketlilik ve kurallara uyum güçlüğüdür." diyerek tanımlarız. Lauth ve Schlottke'e göre DEHB'nin gelişim dönemlerine göre görülme sıklığı; okul öncesi dönemde (4-6 yaş) %3, okul çağındaki öğrencilerde (6-13 yaş) %3-7 ve ergenlikte (14-20 yaş) %6 olarak belirtilir. (Yıldırım Doğru,2020).

DİKKAT EKSİKLİĞİ ve HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU OLAN BİREYLERİN ÖZELLİKLERİ

Kurnaz ve arkadaşına göre;

  • Akranlarına göre okulu bırakma olasılığı daha yüksektir.

  • Akranlarına göre yükseköğretime katılma ve tamamlama oranı daha düşüktür.

  • Sosyal iletiÅŸim kurma ve sürdürme ile düzenli arkadaÅŸ iliÅŸkileri oluÅŸturmada zorluk yaÅŸarlar.

  • Ä°ÅŸ ve meslek edinmeleri, mesleki geliÅŸimleri ve meslek yaÅŸamlarında düşük performans ortaya koymada sorun yaÅŸarlar.

  • Yönlendirilme, ihmal ve istismara maruz kalma ve madde kullanma oranları akranlarına oranla daha yüksektir.

  • Ergenlik ve yetiÅŸkinlik dönemlerinde depresyon geçirme, kiÅŸilik sorunları ve kendi davranışlarını organize etme, düzenleme, yönetme, denetleme ve deÄŸerlendirmede sorun yaÅŸarlar.

DSM-V'e Göre Dikkat Eksiliği ve Hiperaktivite Tipleri

  1. Dikkat Eksikliğinin Ön Planda Olduğu Tip: Bu tip DSM-V kriterlerine göre, dikkat eksikliği belirtilerinin en az 6'sının, en az 6 aydır sürdüğü ve aşırı hareketlilik- dürtüsellik belirtilerinin görülmediği ya da 6'sından azının görüldüğü durumlarda tanısı konulur. Kızlarda erkeklere göre daha çok rastlandığı söylenmektedir. Ayrıca ilkokula başlayana kadar gözlenmesi de güçtür. İmsinde de anlaşılacağı gibi Dikkat eksikliği gözlenen bireylerin özellikleri bu tip bireylerde gözlenir.

  2. Aşırı Hareketlilik-Dürtüselliğin Ön Planda Olduğu Tip: Bu tip bireylerde gelişimsel özelliklerine dikkat edilerek tanı konulmalı ve yaşa özgü hareketlilik davranışları göz önünde bulundurulmalıdır. Erkek çocuklarda kız çocuklarına göre daha çok rastlanır. Genellikle dikkat eksikliği alt tipinden daha erken yaşlarda tanı konulacağı için tanı konulurken çok dikkatli olunmalıdır. Çünkü, küçük yaştaki çocuklar zaten hareketlidirler. Bu tip çocuklar, çok hareketli, sürekli kıpır kıpır, yerlerinde sabit durmaları çok zor, yürümek yerine koşma, okulda kişisel eşyalarını almadan fırlayarak çıkma, çok konuşmak gibi özellik gösterirler.

  3. Birleşik Tip: Hem erkek hem de kızlarda görülen en sık tiptir. Çocuk ve ergenlerin çoğunluğu bu tipte yer almaktadır. Düşünmeden hareket etme, sırasını bekleyememe, acelecilik, her şeye dokunma isteği, sürekli konuşma, yoğun cinsel uğraşlar gibi dürtüsellik belirtileri göstererek bulundukları ortamlarda sorun yaşarlar.


Acaba DEHB nedenleri nelerdir? Kalıtsal olabilir mi? Çevredeki etkiler neden oluyor olabilir mi? Hadi gelin değerli okuyucularım şimdi de DEHB nedenleri nelerdir ona bakalım.

  • KALITIM: DEHB olan çocukların birinci dereceden kan bağı olan akrabalarında daha sık olduÄŸu bulunmuÅŸtur. Tek ve çift yumurta ikizleri arasında yapılan araÅŸtırmalarda ise; tek yumurta ikizlerinin birisi DEHB ise diÄŸerinde görülme olasılığı %80-90 iken, çift yumurta ikizlerinden birisi DEHB ise diÄŸerinin de olma olasılığı %30'dur. Öz ve üvey kardeÅŸler arasında yapılan araÅŸtırmaya bakıldığında ise öz kardeÅŸler arasında DEHB daha çok görülürken, üvey kardeÅŸler arasında öz kardeÅŸlere oranla daha az görülmektedir.

  • BEYÄ°NDEKÄ° YAPISAL DEĞİŞİKLER: DEHB'li çocuÄŸun beyin hacminin normal bir çocukla karşılaÅŸtırdığımızda %5 daha az olduÄŸu gözlenmiÅŸtir. Bir baÅŸka araÅŸtırmada ise DEHB'li bireylerin beynindeki corpus callosum (beynin iki yarım küresinden gelen sinirlerin ortada birleÅŸtiÄŸi bölge) ve cerebellum (beyincik) bölgesinin daha küçük olması bu çocuklarda motor koordinasyonu ve hafıza alanında yaÅŸadığı problemlerin açıklıyordur.

  • ÇEVRESEL ETKENLER: Annenin hamilelik sırasında alkol ve uyuÅŸturucu maddeler kullanımı ile aktivite düzeyi, dikkat eksikliÄŸi ve organizasyon sorunları arasında bir iliÅŸki olduÄŸu saptanmıştır.

DEHB Tanılanması

  1. TIBBİ TANILAMA: Gerek DEHB gerekse diğer özel eğitim ve psikiyatrik durumların tespitinde Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından tanımlanan tanı kriterlerini barındıran DSM Mental Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı periyodik olarak ve güncellenerek yayınlanmaktadır. Tıbbi tanılamayı da DSM-V kitabı dikkate alınarak açıklanacaktır. (Kurnaz ve Şengün,2020).

    1. Dikkat EksikliÄŸi olan kiÅŸi:

      1. Detaylara dikkat edemez ve bu nedenle sık sık hata yapar.

      2. Dikkatini devam ettirmede sıkıntı çekerler.

      3. Dinlemez görünür.

      4. Verilen komutları izlemede güçlük çeker.

      5. Organizasyonda sıkıntı yaşar.

      6. Yoğun düşünme gerektiren işlerden kaçınır.

      7. Günlük işlerini unutur.

      8. Eşyalarını sık sık kaybederler.

      9. Dikkatleri kolayca dağılır.

Dikkat eksikliği teşhisi konulabilmesi için belirtilen bu belirtilerin çocuklarda 6 ya da fazlası, 17 yaş ve sonrası kişiler için en az 5 belirti olmalıdır. Sadece bu kadarı yeterli değil bir de bu belirtiler en az 6 ay süre ile devam ediyor olması gerekmektedir.


b. Hiperaktivitesi olan kiÅŸi:

  1. DurduÄŸu yerde sabit duramaz.

  2. Uzun süre aynı yerde durmakta sıkıntı yaşarlar.

  3. Sessizce bir şeyle meşgul olmakta sıkıntı yaşarlar.

  4. Aşırı derecede hareketlidir.

  5. Çok konuşur.

  6. Karşıdaki kişi sorusunu bitirmeden cevabı direk yapıştırır.

  7. Bekleme gerektiren durumlarda sıkıntı yaşarlar.

  8. Başkalarının sözünü keser.

Hiperaktivite teşhisi konulabilmesi için değinilen belirtiler çocuklarda 6 ya da fazlası, 17 yaş ve sonrası kişiler için en az 5 belirti olmalıdır. DEHB tanısı konulabilmesi için yukarıda belirtilen belirtilerin hem dikkat eksikliği hem de hiperaktivite kriterlerini karşılaması gerekmektedir. Ayrıca belirtiler birçok ortamda ve çok sayıda kendini göstermelidir.

Bunların yanında DEHB'ye eşlik eden birçok davranış vardır. Bunlar; düzensizlik, sosyal becerilerde yetersizlik, saldırgan davranışlar, olumsuz benlik algısı, risk alma/heyecan arayışı, dalgınlık ve uyku hali, bellek sorunları, ısrarcı tutumlar, tutarsız davranışlar, koordinasyon güçlükleri, sakarlık ve dışlanmışlık hissidir. (Kurnaz ve Şengül,2020).

2. EĞİTSEL TANILAMA ve DEĞERLENDİRME: "DEHB olan bireyin eğitsel tanılama ve değerlendirmesi, rehberlik ve araştırma merkezlerinde oluşturulan özel eğitim değerlendirme kurulu tarafından nesnel, standart testler, bireyin durumu ve özelliklerine uygun ölçme araçlarıyla yapılır. Eğitsel değerlendirme ve tanılama bir kez yapılmakla kalmaz eğitimin her tür ve kademesinde geçişler ile bireyin eğitim ihtiyaçları ve performansındaki değişimler dikkate alınarak veli ya da eğitim kurumlarının isteği ile gerektiğinde tekrarlanır. Eğitsel tanılama ve değerlendirme tıbbi tanılamadan bağımsız değildir ve tıbbi tanılamanın üzerine kurgulanır. Değerlendirme çalışmaları sadece yetersizlik alanlarını belirlemeye odaklanmamalı, yeterli olduğu alanları da belirleyip öğretimin yapılandırılmasına ve bireyin yeterlik duygularının zarar görmemesine dikkat edilmelidir." (Kurnaz ve Şengül,2020).

Bu tanılamada, erken yaşta tanı, bireyin rahat olduğu ortamda ve birden fazla ölçme verisine dayanması ve aile/veli, okul ve uzmanlarla iş birliği önemlidir. Şimdi de bu tanı modelinin adımlarına bakalım;

  1. Farkına varma

  2. Bilgi toplama

  3. Değerlendirme ve müdahale

  4. Gönderme

  5. Eğitsel değerlendirme ve tanılama şeklindedir.

Şimdi ise DEHB tedavisinde kullanılan yöntemlere bakalım;

  1. İLAÇLA TEDAVİ: Uyarıcı, antidepresan ve diğer ilaçlardan oluşan bu yöntem, DEHB beynin bazı bölgelerinde kanlanma ve şeker tüketimi ile ilgili farklılıklar olduğu için zorunlu kılınmaktadır. Bunlardan uyarıcı ilaçlar; nöradrenalin, dopamin ve nörotransmitterlerin artmasını sağlayarak beynin normal bireylerdeki gibi fonksiyonlarını yerine getirmesini sağlamaktadır. Antidepresan ilaçlar; dikkat arttırıcı ve davranışların kontrolünü sağlamasını sağlar.

  2. EBEVEYN ve ÖĞRETMEN EĞİTİMİ: Aile ve öğretmen işbirliğinin ne denli önemli olduğunu biliyoruz. Hem aile kendi içerisinde hem öğretmen sınıf ortamında hem de aile-öğretmen ilişkileri sayesinde bu durumun üstesinden kolaylıkla gelinip DEHB'li birey olumlu yönde gelişecektir.

  3. EĞİTİMSEL YÖNTEMLER: DEHB'li çocukların öğrenme ve gelişim özellikleri dikkate alınarak planlanan eğitimde öğretmen tedaviye aktif bir biçimde katılır. Wİlliam Cruickshank'a göre eğitsel program; 'yapılandırma, çevresel uyarıların azaltılması ve eğitim materyallerinin yoğunluğunun arttırılması' şeklinde üç temayı içermelidir. Bu sayede çocuğun dikkati konuya yoğunlaşacaktır.

  4. ÇOCUKLA BİREYSEL TERAPİLER: En çok kullanılan bilişsel davranışsal terapidir. Bu terapiler istenmeyen davranışları azaltarak istenen davranışların pekiştirilmesi esasına dayanır.

Değerli okuyucularım şimdide sizlere önerilerde bulunmak amacıyla çok güzel bir video buldum. İzlemenizi tavsiye ederim. Katkısı olacaktır.


UNUTMAYIN; Çocuklar görev ve oyunları yönetirse ve bitirirse, günü geldiğinde yönergelere uyar, insanları dinler ve çevreyi izler. Suçlama, yargılama yarım bıraktırma gibi davranışlar bireyde öğrenme sorunları ve problem davranışlara sebep olacaktır.

Evet değerli okuyucularım. Şimdi sizlerle güzel bir hikaye paylaşmak istiyorum. Hikayem bir baba ve oğlunun hikayesidir. Sizlere motive olacağını da düşünüyorum. İyi okumalaar...


Geçen hafta çocuğunun tüm potansiyelini ortaya koyması için canla başla çalışan bir babayla tanıştım. Bu baba, oğlunun ilkokulu okuma yazma bilmeden bitirmesine rağmen çocuğunun arkasındaydı. Ümidini kesmeyerek onun orman ürünleri mühendisi olmasına yardım etmiş ve destek vermişti. İlk önce kendini ve inançlarını değiştirdi. Sonra da inanılmaz bir savaş vererek oğlunun önce liseyi ve üniversiteyi bitirmesine yardımcı oldu. Bütün hikâye  ilkokuldayken başlamış. Çocuk okuma yazma öğrenemiyormuş. Anne-baba önce psikologa gitmişler ve çocuklarının dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu (kısaca DEHB) olduğunu öğrenmişler. Çoğu anne-baba gibi önce durumu kabul etmemişler, sonra psikiyatra gitmişler onlara teşhis koyup ilaç vermek istemiş. Kabul etmemişler. Anne baba çocuklarının okulu yüzünden devamlı kavga etmişler. Tabii ki, psikiyatr şunu da söylemiş: ‘DEHB genetiktir’, muhakkak ya anneden ya da babadan gelir. Tabii bunu da kabul etmemişler. Anne öğretmenmiş çok uğraşmış çocuğu için, denemiş ama yeterli olmamış. Aradan öyle böyle 3 sene geçmiş. Başka bir uzman psikologa gitmişler ancak bu sefer baba artık dinlemeye hazırmış ve psikolog bir taraftan oğlanla çalışırken bir taraftan da anne babaya DEHB’nun bir biyolojik bozukluk olduğunu, Dopamin adında bir neurotransmitter’ın yanı beyin bağlantılarının daha uzun süre kalmasını sağlayacak kimyasal maddenin yeterince salgılanmamasından kaynaklandığını ve bunun çocuğun zekâsı ile alâkası olmadığını ve ileri zekalı insanlarda, örneğin Einstein gibi dahilerde de olabileceğini de söylemiş. Bu insanların çok güçlü tarafları olabileceğini, bazıların inanılmaz sanatçılar, antreprönörler ( iş adamları) olabileceklerini söylemiş. ‘Özellikle bu insanlar konular ilgilerini çektiğinde inanılmaz derine ve detaya inebilen çok tutkulu insanlardır’ demiş psikolog. Gerçekten de bu insanlar bazen inanılmaz konsantre olabilirler, bazen ise kesinlikle söylenileni duymazlar, hayal kurarlar. Tüm DEHB olan insanlar da birbirlerinden inanılmaz farklıdır. Herkes başka emareler gösterir. DEHB’luğuna depresyon, kaygı bozukluğu vs gibi bazen diğer rahatsızlıklar da eşlik edebilir.
Gelelim babaya. Baba önce kendisi ile çalışmaya başlamış. Ben bu çocuğa nasıl yardım ederim, diye düşünmüş. Gitmiş psikologla konuşmuş. Psikolog: ‘İlk iş çocuğunuza nasıl davranacağınızı öğrenmektir, çevresel faktörler çocuğun gelişiminde inanılmaz rol oynar.’demiş psikolog. ‘Bazen anne-babanın çocuğa tavrı, DEHB’dan çok daha fazla zarar veriyor’ demiş. Baba azimle dinlemiş. Arada da okul ve öğretmenlerle savaşıyormuş. Birisi ona okumanın her çocuğun anayasal hakkı olduğunu söylemiş o da okuyan çocukların haklarını Türkiye’de düzenleyen 573 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve bu kararname doğrultusunda hazırlanan Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliğini okumuş. Zaten işi itibariyle devlet memuru olan baba, çocuğunun anayasal haklarını öğrenmiş ve bu konuda gerekeni yapmış. Davalar açmış gerektiğinde okulunda kaynaştırma adı altında çocuğuna özel öğretim hakkı sağlamış, oğlu üniversite sınavlarına tek başına özel bir odada girmiş, kendi dikkati dağılmasın ve başkalarının dikkati dağılmasın diye. Oğlan üniversitede sınıf tekrarları yapmış, az kalsın üniversiteden atılıyormuş ama baba yine uğraşmış, yine dava açmış ve şimdi oğlu üniversitenin son yılını bitiriyor.
Bu baba oğluna inanarak ve onun potansiyelini ortaya çıkarmak için elinden her geleni yapmış bununla kalmamış  Prof. Dr. Ferhunde Öktem’le beraber Ankara’da Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Derneğini kurmuşlar. Bu baba kendi dikkat eksikliği sebebiyle bir türlü yeterince iyi İngilizce öğrenememiş ama Avrupa’daki DEHB organizasyonun kongresine katılmış ve görmüşler ki DEHB derneğinin faaliyetleri  bu konuda anne baba eğitimi üzerine Türkiye, İtalya ve Yunanistan’dan daha ilerdeymiş. Baba yeterli olmayan İngilizcesi ile inanılmaz bir sunum yapmış. ‘Dikkat Eksikliği’ olan çocuklarla yaz kampları yapmış Çocuklarla yaptığı kampın resimlerini kongrede  paylaşmış. Herkes ayakta alkışlamış. Baba İtalyan ve Yunan Gençleri ve ailelerini de yaptığı yaz kamplarına çağırmış.
Kaynak: Çocuğu Hiperaktif Bir Babanın Azmi 

DEHB'li bireyler için önerebileceğim çok güzel bir kitap var onu sizlere önerebilirim. Değerli ailelerimiz, öğretmenlerimiz bu kitap sayesinde daha güzel hareket edeceklerdir.


Bu yazımda buraya kadardı okuyucularım. Umarım sizlere katkısı olmuştur. Sağlıcakla kalınn...:)

KAYNAKÇA

Kurnaz,A ve Şengün G. (Ed.). (2020). Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu. Pegem Akademi Yayıncılık: Ankara.

Yıldırım Doğru,S.S. (Ed). (2020). Öğrenme Güçlükleri. Eğiten Kitap: Ankara.





29 görüntüleme5 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
Yazı: Blog2_Post
bottom of page