Merhabalar. Bugün ki yazımda sizlere matematik öğrenme güçlüğü olan Diskalkuli'den bahsedeceğim. İlk olarak sizinle Emre isminde bir bireyin yaşam hikayesini paylaşacağım. Bu sayede Diskalkuli ne demek, Diskalkuli bireylerin yaşadıkları bazı durumlar neler bunlar hakkında kısa bir bilgi edineceğiz.
Okuma, yazma ve aritmetik uzun yıllardan beri 3 temel insan becerisi olarak görülmektedir. Çünkü insanın, günlük yaşamda temel bireysel ihtiyaçlarını karşılarken ve iş ve meslek gibi birtakım toplumsal görevlerini yerine getirirken bu temel becerileri kullanmaya ihtiyacı vardır. Bu nedenle okullarda bu 3 temel becerinin mümkün olduğunca geliştirilmesi çalışılmaktadır. (Yıldırım Doğru, 2020). Ancak bazı nedenlerden dolayı bu temel becerilerde insan yetersiz olabiliyor. Okuma güçlüğü olan Disleksi'den önceki yazımda bahsetmiştim. Matematik becerisindeki yetersizliğe gelecek olursak öncelikle şunu belirtmek istiyorum;
Matematik sadece rakam ve sayılarla sınırlı değildir. Matematiksel sözcükler (sıcak, soğuk gibi) o kadar yaygındır ki, genellikle "matematiğe" ait oldukları bile düşünülmez. Her gün onlarca kez kullandığımız "daha önce", "kısa zamanda", "sonra", "küçük", "içinde" ve Emre'nin hikayesinde dediği gibi "sağ", "sol" gibi pek çok kavram matematik becerilerini içermektedir. KISACA; Dünyayı, evreni anlamak ve keşfetmek için matematik güçlü bir araçtır. (Sümer, Seçkin Yılmaz, 2020).
Matemetik Öğrenme Güçlüğü (Diskalkuli) Nedir?
Diskalkuli, sayısal bilgileri işleme, aritmetik gerçekleri akılda tutma, öğrenme ve doğru ya da akıcı hesaplama ve matematiksel akıl yürütme sorunları ile ilgili öğrenme güçlüğü örüntüsünü ifade etmek için kullanılan terimdir. (APA, 2013, s. 34-36). Diskalkulik öğrenciler genellikle başka derslerde başarılı olmalarına rağmen matematikte başarısız olan normal veya normalin üstünde zekaya sahiptirler. Disleksiye oranla görülme sıklığı az olmasına karşın okul çağı çocuklarının %5 veya %7 sinde rastlanmaktadır. Diskalkulinin kızlarda mı yoksa erkeklerde mi daha çok görüldüğüne dair ise bir çok araştırma yapılmıştır. Dirks ve ark. (2008) yaptıkları bir araştırmada diskalkuli görülme sıklığının, 4. ve 5. sınıflarda kızlarda erkeklerde biraz daha yüksek olduğunu bildirmişlerdir. Diğer taraftan Barbaresi ve ark. (2005), çocukların yaşına veya diskalkulinin nasıl tanımlandığına bakılmaksızın erkek çocuklarda diskalkuli yaygınlığının daha yüksek olduğunu tespit etmişlerdir. Bunlarla beraber diğer öğrenme güçlüklerinin kızlara göre erkeklerde görülme sıklığının daha fazla olduğu belirtilirken, diskalkuli ile ilgili çalışmaların çoğu, her iki cinsiyetin de diskalkuliden eşit derecede etkilendiğini raporlamaktadır. (Mutlu, Olkun, Akgün ve Sarı, 2020).
Diskalkuliye sahip bireylerin pek çok bireysel farklılıkları ve ortak güçlükleri/ özellikleri vardır. Ben bu özellikleri Mutlu ve ark. (2020) eserindeki gibi homojen (genel/ortak özellikleri) ve heterojen (bireysel farklılıkları-homojen özellikler) şeklinde sizlere anlatacağım. İlk olarak homojen özellikler Geary'nin çalışmasından yola çıkılarak sayıları anlama/kavrama, sayıları sıralama ve sembolleri anlamada karşılaşılan güçlükler şeklinde sıralayacağız;
1. Sayıları anlama/kavramada güçlük yaşama
Negatif/pozitif sayıları ayırt edememe
Belleğin zayıf çalışması nedeniyle hatalı hesap yapma
Temel işlemleri yavaş çözme veya çözmede zorlanma
Problem çözmede zorlanma
Gün, hafta, ay ve mevsim vb. kavramları anlamada güçlük çekme
Özellikle dikkatsizlik nedeniyle yapılan işlem hataları
Örneğin; tahtaya yazılan "8" rakamını küçük, "3" rakamını büyük görünecek şekilde yazıp "bunlardan hangisi büyüktür?" diye sorulduğunda dikkatlerinin çabuk dağıldığından dolayı sayıların gösterimine odaklanıp 3 rakamına büyük diyeceklerdir.
Stratejik plan yapmada beceri eksikliği (satranç oynarken)
Toplama çıkarma işlemlerin değişme özelliğini tanımada yetersizlik
"2 ile 3"ü çarpmasını istediğimiz diskalkuli öğrencinin 5 cevabını vermesi şaşırtıcı değildir. Çünkü toplama ve çarpma işlemini birbiriyle karıştırabilirler.
Zamanı algılayamama, zaman kavramının oluşmaması (okula sabah mı öğlen mi gidilecek cevabını cevaplayamama gibi)
Sayıların geçtiği öğrenmelerde hafıza zayıflığı (ambulans, itfaiye gibi acil numaraları hatırlamakta zorlanma gibi)
Kesirleri anlamada zorlanma
2. Sayıları sıralamada güçlük yaşama
Okulda verilen nesneleri şekillerine, renklerine ve boyutlarına göre gruplamada zorlanmaları.
İşlemlerde sürekli on parmak kullanma
Bilgileri ve olayları sıralamada zorlanma
Sayıları karşılaştırmada zorlanma
Problem adım ve işlemlerini sergilemede zorlanma
Para üstü alırken/verirken şaşırma
3. Sembolleri anlamada güçlük yaşama
Sembolleri öğrenmenin kafa karıştırıcı olduğunu düşünme (<,>,= sembollerini birbirleriyle karıştırma)
Örneğin; "2>7" ifadesini gördüğünde > sembolünü aldırmadan 2'nin 5'ten büyük olduğunu söylerler.
Yer ve yönünü bulmada zorlanma
Sayıları karşılaştırmada zorlanma
Basit geometrik şekilleri çizememe/tanımlayamama
Diskalkuli bireylerdeki yetersizlikler her ne kadar ortak olsa da bu bireylerin bireysel farklılıklarından kaynaklanan heterojenliğidir. Biraz açacak olursam; Diskalkuliye sahip bireylerdeki heterojenlik, Diskalkuliye sahip bireylerdeki bireysel farklılıklara ve bu bireylerde var olan homojen yetersizliklere bağlıdır diyebilirim. "Matematik öğrenme güçlükleri Geary (1993) tarafından; işlemsel, anlamsal bellek ve görsel-mekânsal güçlükler olarak tanımlanmıştır. İşlemsel güçlükler sık sık yapılan işlem hataları, kavramı yetersiz anlama, sıralamada güçlükler yaşama gibi durumlardır. Anlamsal bellek güçlükleri matematiksel durumları hatırlama ve yanlış sayıları filtreleme problemleridir. Görsel/uzamsal/mekânsal güçlükler ise; matematik kavramlarını görsel/uzamsal ya da mekânsal olarak göstermedeki sorunlar ve bunların gösteriminde kullanılan çeşitli model, diyagram ve şemaları uzamsal olarak yorumlamadaki güçlüklerdir. Birincil matematik öğrenme güçlükleri; bireylerdeki bilişsel, davranışsal, duyuşsal ve nöropsikolojik olan bireysel yetersizliklerden kaynaklanan heterojen bozukluklardır." (Mutlu, Olkun, Akgün ve Sarı, 2020).
Öğretmenlere Öneriler
Diskalkulili öğrencilere fazladan süre verilebilir.
Hesap makinesi gibi yardımcı araç gereç verilebilir.
Dikkat dağınıklığı gözlenebilindiği için sorular bir tek sayfaya yazılabilir.
Yeni konular anlatırken somut anlatılabilir.
Yeni konular öğretilmeden önce ön bilgisi gözden geçirilebilir ve problemin nasıl çözülebileceği hakkında konuşması sağlanabilir.
Sözel problemlerde yer alan sayıların altı çizilebilir.
Öğretilen matematik konularının formülleri listelenip öğrenciye verilebilir.
Yaptıklarını sık sık kontrol edip hataları hakkında konuşulabilinir.
Ailelere Öneriler
Çocuğunuzun okulu ile ilişkilerinizi güçlendirin. Öğretmenleri ile çocuğunuza nasıl destek verebileceğinizi tartışın ve okul dışında matematik öğrenmelerini nasıl destekleyebileceğiniz konusunda tavsiye alın.
Çocuğunuzla matematik güçlüğünün ne olduğu konusunda ve öğretmenleri ve kendilerinin nasıl destek vereceğinizi açıklayın.
Evde matematik becerilerini geliştirebilecekleri yazılım veya uygulamalardan araştırıp faydalanın.
Matematik oyunlarını oynayarak eğlenceli bir biçimde becerilerini geliştirebilirsiniz.
Çocuğunuzun ilgi alanlarını kullanarak da matematik becerilerini geliştirebilirsiniz.
Örneğin spora ilgiliyse, matematik etkinliklerinin temelini sporla yapabilirsiniz.
Çocuğunuzun özgüvenini arttırma yollarını öğrenin.
Çocuğunuzla güçlüklerinin yanında başarılı, güçlü yanları hakkında da konuşun.
Günlük yaşamdan matematik becerileri hakkında konuşun. Bu sayede matematiğin önemini ve her yerde olduğunu öğrenir.
Çocuğunuzun ders dışı faaliyetlerde bulunmasına yardımcı olun. Bu ayrıca özgüvenini de yerine getirecektir.
Öğrenme ve dikkat sorunları yaşayan başarılı modelleri anlatın. (Sümer, Seçkin Yılmaz, 2020).
Son olarak sizlere bir öğretmenin Diskalkuli deneyimini anlattığı hikayesini anlatmak istiyorum. Evet başlayalım;
"Herkesin bir hikâyesi vardır, tabii benim de... Matematik öğrenme güçlüğü ya da Diskalkuli ile tanışmam yakın bir akrabamın yeğeninin matematik bilgisini ölçmem istendiği gündür. Ayrıca yeğeninin çok zeki olduğunu, zeki olduğu için her soruya cevap vermek istemediğini, kendisine sorulan soruları basit ve gereksiz bulduğunu, babaanesini kaybettikten sonra da matematik yazılı kağıdını boş teslim ettiği bilgisini vermişti. Bu bulgulardan yola çıkarak gözlem yapmaya başlamıştım. Çocuğu tanıyordum, yaz tatilinde benim çocuklarımla ara sıra bir araya gelip oyun oynuyorlardı. O zamanlar çocuğa başka bir açıdan bakmayı düşünmemiştim, üstelik bilişsel ve fizyolojik olarak da gelişim gösteren çocuklardan da farksız görünüyordu. Akrabamın teklifini reddetme gibi bir lüksüm yoktu, hemen işe koyuldum ve çocuğu gözlemlemeye başladım. Gözlemimin ikinci gününde annesi çocuğa saati sordu. Çocuğun kolunda dijital saat vardı, saatine baktı ve "15:45" cevabını verdi, annesi zamanı öğrendiği için işine devam etti. Bende küçük bir ipucu yakalamanın heyecanı ile saati başka türlü söylemesini istedim, çünkü bir dergide buna benzer şeyler okumuştum. Çocuk saatine baktı, baktı ve "başka türlü olmaz ki" dedi ve kafasını yerden kaldırmadan öylece oturdu. Bende kolumdaki saati göstererek analog saatin nasıl okunduğunu, yelkovanı hareket ettirerek "geçe-kala" terimlerini hatırlatmaya çalıştım. Ardından 1 saatin 60 dakika olduğunu, 60'dan 45 çıkararak da saati söyleyebileceğimizi
anlattım. Oysa 5.sınıfa devam eden bu çocuğun 2.sınıfta öğretilen "tam, yarım ve çeyrek saatleri okur ve gösterir" kazanımına ve 1 saatin 60 dakika olduğu bilgisine sahip olması gerekirdi. Ardından sohbet havasında televizyonda en sevdiği çizgi filmin kaçta başladığını, kaçta uyuduğunu filan sordum, nafile. Sürekli saatine bakıp saatiyle oynayan ve hiç konuşmayan çocuk birden bana döndü ve "Sen öğretmen misin? Öğretmenim de durmadan bu soruları soruyor" dedi. Ben bu soruyu geçiştirdim, çünkü yakın akrabam mesleğimi gizlememi aksi halde matematik öğretmeninden korktuğu için bildiklerini sakladığını ifade etmişti. Bu çocuğun Diskalkuliye sahip olup olmadığını anlamak için bir ipucu daha yakalamak ve bir şeyler yapmak gerekiyordu... Şimdi sizler kağıdı kalemi elime alıp çocuğa sorular sorduğumu ya da ne kadar matematik bildiğini anlamaya çalıştığımı düşünebilirsiniz. O vakit yanılırsınız. Diskalkuliye sahip olduğunu düşündüğüm çocuk ve benim çocuklarımla birlikte "saklambaç" oynamaya başladık. Ben ebe oldum saymaya başladım, herkes saklandı. Sobelendim, büyük oğlum ebe oldu, küçüğü derken yeğen ebe oldu. Hepimiz saklandık, birer birer ritmik saymaya başladı, 9'da kaldı, baştan aldı, bir sayıyı atladı durdu. Biz de saklandığımız yerde bekliyoruz. Ben sesli saymaya ona yardımcı olmaya çalışıyorum, yeğende ses yok. Hadi baştan sayalım, 1'er, 2'şer, 5'er ritmik sayalım, yok. Şarkı söyleyerek sayalım, benimle say diyorum, o da olmayınca oyuna son verdik. Benim çocuklarım da sıkılınca, söylenerek birer birer yerlerinden çıkmaya başladılar. Bende çocuğun bu oyunu sevmediğini, ebe olmak istemediğini o nedenle saymak istemediğini söyledim. Herkes evine gitti... İşte böyle başladı bu hikâye..." (Mutlu, Olkun, Akgün ve Sarı, 2020).
Evett bu yazımda bu kadar. Umarım size faydası olmuştur. Yazımın sizlere faydalı olması için çok güzel bir araştırma yapılmış onu önermek istiyorum. Özellikle öğretmenlerimiz için çok daha yararlı olacaktır. "https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/708288".
KAYNAKÇA
Beyza, K. O. Ç., & İsa, K. O. Ç. (2019). Okuma yazma bilmeyen diskalkulik bir öğrenciye toplama ve çıkarma öğretimine yönelik bir eylem araştırması. Eğitimde Nitel Araştırmalar Dergisi, 7(2), 710-737.
Mutlu, Y., Olkun, S., Akgün, L. ve Sarı, M.H. (Ed.). (2020). Diskalkuli Matematik Öğrenme Güçlüğü Tanımı, Özellikleri, Yaygınlığı, Nedenleri ve Tanılanması. Pegem Akademi: Ankara
Sümer, H.M. ve Seçkin Yılmaz, Ş. (Ed.). (2020). Öğrenme Güçlüklerinde Değerlendirme ve Müdahale. Anı Yayıncılık: Ankara
Yıldırım Doğru, S. (Ed.). (2020) (4). Öğrenme Güçlükleri. Eğiten Kitap: Ankara